Türkçe Yazım Kurallarını Kim Buldu?
Bazen insanın kafasında deli sorular döner, ya da en basit şeyleri aşırı derecede düşünür. Mesela bir gün, en sıradan bir kelimeyi yazarken “Ya bu yazım doğru mu?” diye düşünürken buluyorum kendimi. Hani, Türkçe yazım kuralları ne kadar dikkat edilmesi gereken bir şey olsa da, bazen kafamda o kurallara aykırı bir dilde sohbet ettiğimde, “Türkçe yazım kurallarını kim buldu?” sorusu ortaya çıkıyor. Yani, birinin çıkıp, bu kadar ayrıntılı, bazen kafa karıştırıcı kuralları oluşturması lazım! Kim o? Kim bu kurallara karar verdi?
Kafamda Bir Diyalog: Türkçe Yazım Kuralları
Bir gün arkadaşlarımla kafede buluşuyordum. Konu döndü dolaştı, yazım hatalarına geldi. Ben de doğal olarak esprili bir şekilde, yanlış yazdığımız her şeyi ciddi bir şekilde düzelten tipik biri olarak, lafı bir anda Türkçe yazım kurallarına getirdim.
“Abi, Türkçe yazım kuralları kim buldu ya? Bunu gerçekten birisi yazmış mı, yoksa bir komite mi kuruldu da her kelimeyi tek tek tartıştı?”
Arkadaşım Ahmet, tabii ki hemen konuya daldı: “Bunu bulmuş olan ya bir öğretmendir ya da her harfi neredeyse ezbere bilmeyen biri de değildir. Hiç mi ‘i’ harfiyle ‘ı’ harfini karıştırmamış? O zaman bu kuralları o kişi bulmuş olamaz!”
Yani evet, bazen kendi yazılarını kontrol ederken o kadar fazla hata yapıyorum ki, sanki Türkçe yazım kurallarını bulan kişi intikam almak için kurallarını oluşturmuş gibi hissediyorum. Ama sonra bir düşünce geliyor: Kimse benim gibi yazmaya kalkmazsa, aslında çok mantıklı olabilir. “Neyse” dedim, “Türkçe yazım kuralları sonuçta dilin düzenini sağlıyor, ya da öyle diyorlar…”
Türkçe Yazım Kurallarına Bir Eleştiri
Düşüncelerin içinde kaybolmuşken, birden fark ettim ki aslında yazım kuralları bazı durumlarda aşırı zorlayıcı. Mesela “de” ve “da” konusundaki ayrım… Günde beş kez “-de” ve “-da”yı doğru kullanıp, doğru yerde bağlaç yapmam gerektiğini hatırlamak, bana bazen “Şu yazım kuralları yüzünden hayatımın anlamını kaybetmiş gibi hissediyorum” dedirtiyor. Hani şöyle bir düşünce geliyor:
“Yanlış kullanmasam ne olur?”
“Kim anlayacak ki? Hem, zaten anlaşılmak derdinde miyim?”
“Evet, anlaşılmak istiyorum ama ‘de’ ve ‘da’ mesele olmasın yeter!”
Böyle sorular kafamı kurcalarken, yazım hatalarını bir yandan fark etsem de diğer taraftan “Kim takar ki?” diye düşünüyorum.
Komik Bir Anı: “Bu Cümle Yanlış Mı?”
Bir gün, sosyal medyada bir arkadaşım yazmış: “Bu cümlede virgül kullanmayı unuttum.” Ben de gayri ihtiyari cevaben yazdım:
“Virgül olmasa bile, yazım kuralları olmasa bile ben seni anlarım!”
Herkes gülüp geçti ama yazım kurallarına takılmadığını savunmaya çalışan o anın komikliği, işin içinde başka bir derinliği barındırıyordu. Çünkü ben de kendimle çelişerek, yazım kurallarının çok ciddi olmadığını savunurken aslında “Evet, doğru yazmak önemli ama biz bunu biraz da eğlenceli hale getirebiliriz” diyordum.
Türkçe Yazım Kurallarının Gerçek Anlamı
Evet, o zamanlar biraz espriyle karışık bir şekilde yazım kurallarının neden önemli olduğunu sorguluyordum ama bir bakıma doğruydu. Kimse bir metinde her şeyi yanlış yazarsa, bir noktada anlam kaybolur, karışıklık oluşur. Hani, diyelim ki “de”yi yanlış kullandın, bir cümledeki anlam kaybolabilir, işte o zaman cümledeki anlatılmak istenen şey de kaybolur, biz de kayboluruz!
Bazen arkadaşlarım, “Abi, sana her şey çok zor görünüyor. Basit yaz, okuyan anlar” diyor. Ama ben bir taraftan da şunu düşünüyorum: “Eğer kurallar bu kadar basitse, o zaman neden birileri bu kuralları yazdı? Demek ki bir sebep var!”
Sonuç: Kimseye Kızma, Herkes Birşey Öğreniyor
Özetle, Türkçe yazım kuralları kimseyi zor durumda bırakmasın. Evet, yazım hataları yapabiliyoruz ama her şeyin başı biraz dikkat, değil mi? Zaten dilin kurallarını düzgün bir şekilde kullanmak, bir yerden sonra beynimizi de düzenliyor gibi hissediyorum. Yani yazım hatası yapmak, insanı kaybolmuş gibi hissettirse de aslında bir tür rehber gibi… Öyle değil mi?
Benim düşüncem şu: Yazım kuralları sadece dilin düzgün kullanılmasını sağlamak için var ama tabii, kimse mükemmel değil. Belki de Türkçe yazım kurallarını kim buldu, onu hala bilmesem de bir şeyler öğrendiğimi biliyorum. O yüzden, bazen yazım kurallarına uymadan bir espri yapmak da serbest!