1 cm³ Kaç Gram? Kaynakların Sınırlılığı Üzerine Bir Ekonomistin Düşüncesi Bir ekonomist sabah kahvesini yudumlarken düşünür: “Eğer her şey ölçülebilir olsaydı, değer kavramı nasıl değişirdi?” Bu basit gibi görünen soru, ekonominin temelini oluşturan kıtlık, tercih ve fayda ilkelerini hatırlatır. İşte tam da bu noktada, “1 cm³ kaç gram?” sorusu yalnızca bir fiziksel ölçü değil, aynı zamanda ekonomik düşüncenin metaforudur. Çünkü hacim, bir şeyin kapladığı alanı; gram ise o şeyin ağırlığını, yani değerini temsil eder. Her ekonomist bilir ki, dünya üzerindeki her kaynak — tıpkı bir santimetreküp madde gibi — sınırlıdır ve bu sınırlılık, kararlarımızı şekillendirir. Kaynakların Ölçüsü: 1 cm³’ün Ekonomik…
Yorum BırakSıcacık Fikir Köşesi Yazılar
Holokost Ne Demek? Antropolojik Bir Perspektiften Bakış Dünya, farklı kültürler, ritüeller, semboller ve kimliklerle şekillenen bir mozaik gibi. İnsanlık tarihinin her dönemi, bu kültürel çeşitliliğin çeşitli yansımalarıyla dolu. Antropologlar olarak, farklı toplumların inançlarını, değerlerini ve sosyal yapılarını incelerken, her bir toplumun geçmişinde iz bırakan travmaların nasıl şekillendiğini ve bu travmaların kültürel kimliklerini nasıl dönüştürdüğünü görmek her zaman büyüleyici olmuştur. Holokost, 20. yüzyılın en karanlık ve trajik olaylarından biri olarak, sadece bir soykırımın ötesinde, insanlığın kolektif hafızasında kalıcı izler bırakmıştır. Peki, bu terim, kültürel ve toplumsal bağlamda ne anlama gelir? Antropolojik bir bakış açısıyla, Holokost’un kültürler arası etkilerini, sembollerini ve kimlik…
Yorum BırakHakiki İman: İktidar, Kurumlar ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Siyaset Bilimi Perspektifi Siyaset, her zaman toplumsal düzeni şekillendiren ve güç ilişkilerini yapılandıran bir alan olmuştur. İktidarın, kurumların ve ideolojilerin etkileşimleri, toplumların yapısını ve bireylerin yaşamlarını doğrudan etkiler. Peki, bu iktidar dinamikleri, bireylerin hakiki iman anlayışlarını nasıl şekillendirir? Hakiki iman, sadece dini ya da kişisel bir inanç durumu olmaktan öte, toplumsal ilişkilerin, iktidar yapıların ve demokratik katılımın şekillendiği bir kavramdır. Siyasal analiz çerçevesinde, bu iman anlayışının sadece bir manevi inanç meselesi olmadığını, toplumsal yapının ve bireylerin devletteki yerinin de bir yansıması olduğunu görebiliriz. Hakiki İman ve İktidar İlişkisi Hakiki iman kavramı,…
Yorum BırakGüç, Dil ve Kimlik Arasındaki Gerilim: “Göbelek” Hangi Dil? Bir siyaset bilimci için dil, yalnızca iletişimin aracı değil; iktidarın, kimliğin ve toplumsal düzenin en görünmez ama en etkili biçimidir. Her kelime, belirli bir güç ilişkisini yeniden üretir ya da ona meydan okur. “Göbelek” kelimesi de tam olarak bu görünmez alanın içindedir — sade bir halk sözcüğü gibi görünür, ama aslında bir kültürün ve bir düzenin sessiz tanığıdır. “Göbelek hangi dil?” sorusu, yüzeyde bir dilbilgisi meselesi gibi görünse de, derinlerde kimlik, aidiyet ve iktidar meselelerini barındırır. “Göbelek”in Kökeni ve Kültürel Temsili “Göbelek”, Anadolu’nun özellikle İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde kullanılan, halk…
Yorum BırakHanbelilik Hangi Yorum İçinde Yer Alır? Sert Gerçeklerle Yüzleşme Zamanı İtiraf edelim: İslam düşüncesinin derinliklerine indiğimizde, “hangi yorum doğrudur?” sorusu hepimizi rahatsız eder. Hanbelilik de bu tartışmanın tam merkezinde yer alır. Kimi onu saf bir bağlılık ve teslimiyetin temsilcisi olarak görür, kimi de düşünsel donukluğun sembolü. Ama hangisi gerçek? Hanbelilik gerçekten “Selefîliğin” tarihî köklerinden biri midir, yoksa özgün bir düşünce geleneği olarak haksız yere tek tipleştirilen bir ekol mü? Hanbeliliğin Temelleri: Rivayet Üzerine Kurulu Bir Akıl Anlayışı Hanbelilik, dört Sünni fıkıh mezhebi arasında en katı ve literalist olarak bilinir. Kurucusu Ahmed bin Hanbel’in (780-855) temel yaklaşımı, dinî metinlerin lafzına sıkı…
Yorum BırakGotlar Germen mi? Tarihin ve Düşüncenin Sınırlarında Bir Sorgulama Bir filozof için tarih, sadece geçmişin kayıtları değil, insanın kendisini anlamaya çalıştığı bir aynadır. “Gotlar Germen mi?” sorusu, yalnızca tarihsel bir sınıflandırma değildir; aynı zamanda kimlik, bilgi ve varlık üzerine derin bir düşünme çağrısıdır. Çünkü her sınıflandırma, aslında bir anlam verme eylemidir — yani epistemolojik bir tercihtir. Bu yazıda, Gotların kökenini yalnızca tarihsel belgelerle değil, etik, epistemolojik ve ontolojik bir bakışla ele alacağız. Tarihsel Temel: Gotlar ve Germen Dünyası Tarihçiler, Gotları genellikle Germen halkları arasında sayar. 2. yüzyılda Kuzey Avrupa’dan çıkarak bugünkü Polonya, Ukrayna ve Romanya topraklarına yayılan Gotlar, Germen kökenli…
Yorum BırakAhmet bin Hanbel Hangi Mezhepten? Tarih Dersi Değil, Mizah Dolu Bir Yolculuk! Şimdi dürüst olalım… “Ahmet bin Hanbel hangi mezhepten?” sorusunu ilk duyduğunuzda, Google’a yazmadan önce aklınızdan şu geçti: “Hanbelî olabilir mi acaba?” Evet, Sherlock Holmes bile kıskanır bu çıkarımı. Ama gelin bu meseleyi sadece bir “mezhep adı” olarak değil, dönemin düşünce atmosferi, mizah ve karakter farkları üzerinden konuşalım. Çünkü İslam tarihi, düşündüğünüzden çok daha renkli, daha insani ve zaman zaman kahkahalık bir serüvendir. Ahmet bin Hanbel, Sünni İslam’ın dört büyük mezhebinden biri olan Hanbelî mezhebinin kurucusudur. Ancak onu sadece “bir mezhep lideri” olarak görmek, Mozart’ı “piyano çalan biri” demek…
Yorum BırakGerontoloji Nedir? Kaç Yıllık? Edebiyat Perspektifinden Derinlemesine Bir İnceleme Kelime, insanın yaşadığı her anı ve anıya şekil veren bir araçtır. Bu kelimeler, zamanın içinde kaybolan anıları, insanların geçirdiği dönüşümleri, yaşadıkları hüzünleri ve zaferleri ortaya çıkaran birer sihirli anahtar gibidir. Edebiyat, zamanın izlerini kelimelerle yakalayarak, geçmişi yeniden yaşatır ve geleceği tahayyül eder. Bu noktada, gerontoloji kavramı, zamanın akışını, yaşlanmayı ve insanın biyolojik evrimini anlamaya çalışan bir bilim dalı olarak karşımıza çıkar. Fakat edebiyatın evrenine girdiğimizde, gerontoloji yalnızca bir bilimsel kavram olmaktan çıkar ve insan ruhunun evrimini, karakterlerin yaşlanmasını ve toplumların zaman içindeki dönüşümünü anlatan bir edebi temaya dönüşür. Gerontoloji, insan yaşlanmasıyla…
Yorum BırakGerici İnsan Ne Demek? Edebiyat Perspektifinden Bir İnceleme Kelimenin gücü, anlamın derinliği ve anlatıların dönüştürücü etkisi, edebiyatın temel taşlarını oluşturur. Bir metnin içerdiği sözcükler, yalnızca birer sembol değil; aynı zamanda insanın dünya görüşünü, toplumsal yapıyı, zamanın ruhunu şekillendiren öğelerdir. Edebiyatçılar, kelimeleri ustaca işleyerek bireylerin içsel ve toplumsal dünyalarını sorgular. İşte bu bağlamda, “gerici insan” kavramı da, yalnızca toplumsal bir etiket olmanın ötesine geçer; bir insanın zamanla ve kültürle olan ilişkisini, bireysel düşünceyi, gelenekleri ve yeniliğe karşı tutumunu yansıtan bir simgeye dönüşür. Gericilik Nedir? Gericilik, toplumsal veya bireysel değişime karşı bir duruş sergileyen, yenilikçi ve ilerici düşüncelere karşı direnç gösteren bir…
Yorum BırakBir yaz akşamı, deniz kenarında oturmuş nefes almanın ne kadar kıymetli olduğunu düşünüyordum. Yanımda dostlarım vardı: Mehmet, her zamanki gibi çözüm odaklı yaklaşımıyla sorular soruyor, Ayşe ise empatik tavrıyla herkesi içine alan sohbetler açıyordu. Sohbetin bir anında, küçük bir çocuk “İnsanlarda hava kesesi var mı?” diye sordu. O an hepimiz durduk. Çünkü bu masum soru, aslında hayatımızın en temel gerçeğine dair bir yolculuğun kapısını aralıyordu. Hikâyenin Başlangıcı Mehmet hemen söze atıldı: “Hava kesesi balıklarda olur, onların suda dengede kalmasını sağlar. İnsanlarda öyle bir yapı yok.” Cümleleri net, çözüm odaklıydı. Fakat Ayşe, çocuğun gözlerindeki merakı fark ederek yumuşak bir sesle devam…
Yorum Bırak